İntrauterin İzoproterenol Uygulamasının İnek Ovaryumlarında Foliküler Gelişim Üzerine Etkilerinin Araştırılması


Cengiz M. (Yürütücü), Hayırlı A. , Altınkaynak K., Arslanbaş E., Tohumcu V. , Çiplak A.

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Proje Grubu: Tıp Sağlık
  • Projenin Yürütüldüğü Birim: Veteriner Fakültesi
  • Başlangıç Tarihi: Eylül 2021
  • Bitiş Tarihi: Eylül 2023

Özet

Proje Özeti

Sunulan projenin amacı, vazodilatatör etkili bir kimyasal bileşik olan izoproterenolün (İZP) (β2-reseptör agonisti) inek ovaryumlarındaki aday folikül gelişimi üzerine güçlendirici etkilerini incelemektir.

Ovaryumlardaki foliküllerin, primordial folikül havuzundan çıkış günlerinde uterus içine uygulanan İZP ile ovaryumlardaki kan damarlarının genişletilerek lokal kan akımının artırılabileceği, bu sayede ovaryuma taşınan kan bileşenlerinin artırılmasıyla, folikül gelişiminde etkili olduğu bilinen ovaryum içi faktörlerin desteklenebileceği düşünülmüştür. Bahsedilen bu etkiler ile folikül gelişiminin güçlendirilebileceği hipotez olarak öne sürülmüştür.

Bu çalışma, hayvan türü, uygulama yolu ve uygulama amacı dikkate alındığında, İZP’nin folikül gelişim sürecine etkilerinin incelendiği literatürdeki bilinen ilk çalışma olacaktır.

Çalışma, 36 adet Holştayn ırkı inek üzerinde gerçekleştirilecektir. Çalışmaya alınan inekler, her bir grupta 9 adet olacak şekilde dört gruba (İZP-I, KONT-I, İZP-II, KONT-II) rastgele ayrılacaktır.

Uterus içi uygulamalara başlanmadan önce tüm inekler, vagina içi progesteron ile kombine edilmiş, standart 7 gün süreli ovulasyonun senkronizasyonu programına (Ov-Synch) alınacaktır. Uterus içi uygulanan İZP’ye karşın ovaryum yanıtında karşılaşılabilecek olası bireysel farklılıkları göz ardı etmemek için, her inekte ardışık olarak iki kez Ov-Synch (Ov-Synch-1 ve Ov-Synch-2) protokolü uygulanacaktır. Ov-Synch-1 uygulamasından sonra herhangi bir uterus içi uygulama yapılmazken, Ov-Synch-2’den sonra uterus içi uygulamalar yapılacaktır. Ov-Synch sonrası ovulasyonun saptandığı gün, 0. gün (G0) olarak kabul edilecektir.

Tüm gruplarda Ov-Synch-2 sonrası gözlenen ovulasyonu takiben (G0), gruplara göre 1 veya 2. günlerde uterus içi uygulamalar yapılacaktır.

İZP-I grubundaki ineklere ovulasyonu takiben 1. günde (G1) toplam 4 mg İZP içeren 40 ml steril distile su (0,1 mg/ml) her iki kornuya eşit hacimde olacak şekilde verilecektir. Ovaryum ve uterus arterlerindeki kan akımı Doppler ultrasonografi ile değerlendirilecektir. Takip eden günlerde de (G3, G6, G9) kan örnekleri alınacak ve ovaryumlarda foliküler gelişimi gözlemlemek için gerçek zamanlı B-mod ultrasonografi yapılacaktır.

Aynı uygulamalar ve örneklemeler KONT-I’de de yapılacaktır. İZP-I grubundan farklı olarak ovulasyon sonrası 1. günde (G1) İZP içermeyen aynı hacimdeki (40 ml) steril distile su uterus içine uygulanacaktır.

İZP-II grubundaki ineklere, ovulasyonu takiben 2. günde (G2) toplam 4 mg İZP içeren 40 ml steril distile su (0,1 mg/ml) her iki kornuya eşit hacimde olacak şekilde verilecektir. Bunun dışındaki tüm uygulamalar ve örneklemeler İZP-I grubunda tanımlandığı şekliyle ve aynı günlerde gerçekleştirilecektir.

KONT-II grubundaki ineklere, İZP-I grubunda tanımlanan aynı uygulamalar ve örneklemeler aynı günlerde yapılacak olup, İZP-I grubundan farklı olarak, ovulasyon sonrası 2. günde (G2) İZP içermeyen aynı hacimdeki (40 ml) steril distile su uterus içine uygulanacaktır.

Alınan kan örneklerinden ELİSA yöntemiyle östradiol (E2), progesteron (P4), folikül uyarıcı hormon (FSH), insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1), insülin benzeri büyüme faktörü bağlayıcı protein-3 (IGFBP-3), anti-müllerian hormon (AMH) analizleri yapılacaktır.

İZP’nin ovaryum üzerine etkileri, kan akımı, hormonal parametreler ve foliküler gelişim yönünden neden olduğu grup içi ve gruplar arası farklılıkları istatistiksel yöntemlerle belirlenecektir.

Öne sürülen hipotezin doğrulanması durumunda;

1) Çeşitli nedenlerle folikül gelişim problemi gözlenen ineklerde, folikül havuzundan çıkan aday folikül sayısının artırılabileceği,

2) Embriyo transfer çalışmalarında gebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ve folikül uyarıcı hormon’un (FSH) daha düşük dozlarda kullanılarak, tam doz etkilerinin oluşturulabileceği,

3) Embriyo transfer çalışmalarında inek başına elde edilen embriyo sayısının artırılabileceği,

4) Embriyo transfer çalışmalarında hormon maliyetlerinin azaltılabileceği beklenen yaygın etkilerdendir.